TELEVİZYON PROGRAMLARININ AİLE YAPISINA OLUMSUZ ETKİLERİ

Anne, baba ve çocuklardan oluşan en küçük toplum birimi ailedir. Toplumun en temel taşı aile olarak sayılmıştır. İlk zamanlardan günümüze kadar her topluma aile vardır. Aile kavramı içine anne, baba ve çocuklar ile beraber büyükanne, büyükbaba, hala, teyze, dayı ve amcada aileden sayılır. İslam dininde aile; kişinin huzur bulduğu bir ortam, soyunun devamı için vesile hem de kişiyi dinde günah haram sayılan çeşitli kötülüklerden alıkoyan bir vasıtadır. İslam dininde aile anne baba varsa çocuklardan oluşan kutsal bir yuvadır.

Allah'u Teala şöyle buyurmuştur; ‘'İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi O'nun varlığının belgelerindedir'' buyurmaktadır. Aile demek aile bireylerinin maddi ve manevi yönden destek olarak bir ömür hayat arkadaşlığı kurmasıdır.

Günümüzde aile hayatının farklı bir yönde değişmesinin en önemli sebepleri arasında kadının iş hayatına girmesi, ekonomik özgürlüğü elde etmesidir. Kadının iş hayatında daha fazla aktif olması evliliğin temelini değiştirdi.

Ekonomik özgürlük kazanan kadın artık bir eşe ihtiyaç duymayacağını, kendisini sözde kısıtlayan bir adamın kölesi boyunduruğu altına girmeyeceğini, kendi ayakları üzerinde duran toplumun ona biçtiği güçlü kadın profili ile boşanma oranları arttı. Eşler birbirlerine karşı artık tahammülsüz, sabırsız davranışları, ben de çalışıyorum, ben de kazanıyorum diyerek bir bütün olmaktan bireysel hale dönüşmesi aile yapısının bozulmasına sebep oldu.

Televizyon programlarının özellikle aile yapısı üzerinde olumsuz etkilerinden bahsedecek olursak; kadının en ufak bir tartışmada evi terketmesi, kendi ayakları üzerinde durabileceğini gösteren bir profil çizilmesi, erkeğin kadını yani eşini aldatması, dayak ve eziyet etmesi programlarda olsun dizilerde olsun seyirciye izlettirilerek normal bir durummuş gibi gösterilerek aile bireylerinin bu olumsuz davranışları örnek alması neticesinde aile kavramı artık yok olmuş bir hal aldı. Aile kavramının temelden sarsılması ile ahlaktan yoksun, birbirlerine saygısı olmayan aile fertleri ve bu çarkın içinde hiçbir günahı olmayan masum çocukların hiçbir amacı olmayan, problemli bir birey olarak yetişmesine sebep oldu.

İlk eğitimin ailede verildiği bir ortamda çocukları din ve ahlaktan, aile olmanın ne demek olduğunu bilmeden yetiştirmek demek geleceğimizin karanlık içinde olması demektir. Geleceklerinin daha iyi, toplumumuzun daha ileride olması için aile yapısını bozan program ve dizilerden uzaklaşarak kabuğumuza çekilip çekirdek yuvamızda huzurlu olmaya, çocuklarımızın eğitimi için emek harcamalıyız.

Çocuklarımıza en iyi okullar, en lüks kıyafetler ayakkabılarla giydirerek evlatlarımıza emek verdim demek onlara yapılan en büyük haksızlıktır. Onlara sevgi, saygı ve hoşgörülü onlarla vakit ayırdığımız huzurlu yuva vererek emek vermiş sayılırız. Aksi taktirde emek den söz etmek riyakarlıktır. Geleceğimizin daha iyi olması için aile yapısını korumak ve daha eğitici programlar sunarak bu kutsal görevimizi yerine getirmeliyiz.

Hatice ÖZEK