14215,79%0,33
42,84% 0,06
50,65% -0,05
6179,38% -0,20
10014,28% 0,39
'İtibardan tasarruf olmaz" sözü kulağa süslü geliyor, ama halkın sofrasında ekmek yoksa, işsiz genç yarınından umutsuzsa, emekli pazara çıkamaz haldeyse bu sözün hiçbir inandırıcılığı kalmaz. Çünkü gerçek itibar, sarayın tavanlarında değil, vatandaşın günlük yaşamında saklıdır.
Refik Arslan Öztürk'ün hayatı, bu farkı görmek açısından önemli bir örnek sunuyor. Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra birçok ilde valilik yapan Öztürk, görev yaptığı süre boyunca gösterişten kaçınmasıyla hatırlandı. Tatilde bile makam aracını kullanmayışı, valiler toplantısına kendi biletini alarak gitmesi, sabah makamına yürüyerek gelmesi gibi davranışları, makamın ihtişamını değil, halkın değerini önceleyen bir duruşu gösteriyor.
Bugün ise bazı kesimler makamın ihtişamını halkın derdinden önde tutuyor: Lüks araçlar, büyük makam binaları, protokol şovu"¦ Oysa halkın derdi göz ardı edilmişse, itibar sarsılır. Halk, makamla değil, adaletle, vicdanla, samimiyetle ve gerçek sorumlulukla karşılaştığında itibarın farkına varır.
Tarih de bunu doğruluyor: En güçlü imparatorluklar, görkemli binalarıyla değil, adalet anlayışıyla ayakta kaldı. Adalet çöktüğünde geriye sadece taş binalar kaldı. Bugün dünyada itibarlı sayılan ülkeler, saraylarıyla değil; özgürlükleri, ekonomileri ve vatandaşına verdiği değerle öne çıkıyor.
Kısacası, tasarruf yapılacaksa önce gösterişten yapılmalı. Çünkü gerçek itibar; halkın sofrasında ekmeğin eksilmemesinde, pazar çantasının dolu olmasında, işsiz gencin umudunda gizlidir. Devletin malı halkın malıysa, yönetenin de halkın yanında olması gerekir. Refik Arslan Öztürk gibi örnekler, gösterişten uzak durup halka yakın olmanın gerçek itibarı inşa ettiğini gösteriyor. Gerisi sadece süslü bir dekor.