14215,79%0,33
42,84% 0,06
50,65% -0,05
6179,38% -0,20
10014,28% 0,39
Bir ülke bazen büyük savaşlarla değil, küçük ilanlarla yıkılır, bir belediyenin internet sitesine mesai bitimine on dakika kala yüklenen bir ilanla mesela, kimse görmesin, kimse yetişmesin ama “yasal süreç tamamlandı" densin, kılıf hazır, koltuk belli, imza atıldı ve adalet bir kez daha uzunca bir tatilde, artık alıştık, “kişiye özel kadro" diye bir mucize çıktı hayatımıza, ne tesadüf ki o ilanlardaki tüm şartlar bir kişiye birebir uyuyor, “şu bölüm mezunu olacak, şu sertifikaya sahip olacak, şu kurumda şu kadar yıl çalışmış olacak" deniyor, yani kağıt üstünde sınav var ama aslında yarış çoktan bitmiş, kazanan belli, kaybeden ise hâlâ umutla ekran karşısında bekleyen halk, eskiden sadece üniversitelerde izlediğimiz bu tiyatro şimdi belediyelere de sıçradı, kadro açılıyor ama koltuk zaten sahipli, vatandaş umutla başvuru kılavuzuna bakıyor, ama o da ne, ilan dün 16:50'de yayımlanmış, bugün 17.00'de bitmiş, on dakika kala adalet mi olur, bu halkın aklıyla alay etmektir, bu bir hak değil, sadece bağlantıların şatafatlı kazandığı bir oyun, yıllarca sınava giren, dirsek çürüten, KPSS'ye çalışan binlerce genç her defasında aynı duvara çarpıyor, “Referansın var mı?" deniyor, bilgi, yetenek, emek değil, tanıdık belirliyor kaderi, sonra da utanmadan soruyorlar: “Gençler neden yurt dışına gidiyor?" çünkü burada çalışmak değil, kayırılmak işe yarıyor, liyakat kelimesi artık sadece sözde var, gerçekte ise yerini sessizce “yakınlık" aldı, adalet belediyenin arka odasında, imza kaleminin ucunda sessizce ölüyor, bir ülke hak edenlerin değil, torpilli olanların eline bırakıldığında çürür ve biz o çürümeyi kokusundan değil, manşetlerden tanıyoruz, “şeffaflık" dedikleri şey internet sitesinde duran bir PDF, tarihler öyle ayarlanmış ki kimse başvuramasın ama sorun yok, çünkü başvuru yapacak kişi zaten çoktan hazır, hani derler ya “bir taşla iki kuş vurmak", onlar bir ilanla yüzlerce gencin umudunu vuruyor, bu hata değil, sistemdir, bilinçli, planlı bir adaletsizliktir, liyakatin yerini lobicilik, emeğin yerini eş-dost ilişkisi aldı, her yeni “kişiye özel" ilan toplumun adalet duygusunu biraz daha boğuyor, insanların hakkaniyete olan inancı biraz daha sarsılıyor, sonra da utanmadan diyorlar: “Vatandaş güvenmiyor", evet güvenmiyor, çünkü o güveni siz gömdünüz, hem de o son dakika ilanlarının altına kendi ellerinizle, bir gün gelecek, o koltuklara torpille oturanlar da o düzenin altında kalacak, çünkü torpille gelen liyakatle kalamaz, halkın hafızası yavaş işler ama asla unutturulmaz, bugün adaleti görmezden gelenler yarın o adaletin sessizliğinde kaybolacak, adalet bazen bir imza kadar yakın, bazen bir ilana sığmayacak kadar kutsaldır ama siz o kutsalı mesai bitimine on dakika kala susturdunuz ve o sessizlik artık sadece adaletin değil, bu ülkenin vicdanının, zekâsıyla dalga geçilen halkın çığlığıdır, ama merak etmeyin, bir gün herkes görecek ki torpille gelen, torpille oturan koltukta bile huzur bulamaz çünkü hak, er ya da geç, kendine yerini bulur ve o gün geldiğinde bu “şeffaf ilanların mucizesi" sadece ironik bir hatıra olarak kalır.