Günümüzde televizyon dizileri, toplum üzerinde büyük bir etkiye sahip. Ancak bu dizilerin birçoğunda ahlaki değerlerin aşındığını görmek mümkün. Peki, bu durumun dinî boyutu nedir?
İslam ahlakı; dürüstlük, iffet, aile bağları ve toplumsal huzuru esas alırken, dizilerde sıkça aldatma, şiddet, gayrimeşru ilişkiler ve haram olan davranışlar özendiriliyor. Kur'an-ı Kerim'de, 'Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o, bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur.' (İsra Suresi, 32) buyurularak ahlaki yozlaşmadan sakınılması emredilmiştir. Ancak modern diziler, bu tür haramları normalleştirerek izleyiciye kabul ettirmeye çalışıyor.
Özellikle gençler, dizilerdeki karakterleri rol model alarak farkında olmadan yanlış değerleri benimseyebiliyor. Peygamber Efendimiz (sav), 'Kişi dostunun dini üzeredir.' (Tirmizî, Zühd 45) buyurarak, insanların çevresinden ve izlediklerinden etkileneceğine dikkat çekmiştir.
Medyanın sunduğu yaşam tarzını sorgulamadan kabul etmek yerine, Kur'an ve sünnete uygun bir bakış açısıyla değerlendirme yapmalıyız. Aileler, bilinçli medya tüketimi konusunda hassas davranmalı ve gençleri ahlaki değerleri korumaya teşvik etmelidir. Aksi takdirde, diziler sadece ekranda değil, gerçek hayatta da ahlaki çöküntüye sebep olabilir.
Birkaç başlık altında inceleyelim;
Aile bağlarını zayıflatma: Aldatma, boşanma, saygısız ebeveyn-çocuk ilişkileri sıkça işlenmektedir. İslam, ailenin korunmasını ve saygıyı emreder. (Nisa Suresi, 1)
Gayrimeşru ilişkileri normalleştirme: Nikahsız birliktelikler, sadakatsizlik ve zina gibi unsurlar teşvik edilmektedir. Hâlbuki Kur'an-ı Kerim, zinayı büyük günah olarak tanımlar. (İsra Suresi, 32)
Şiddeti ve kötülüğü cazip gösterme: Hırsızlık, yalan, ihanet gibi unsurlar kahramanlaştırılarak izleyiciye normalmiş gibi sunulmaktadır. (Bakara Suresi, 42: 'Hakkı batıl ile örtmeyin ve bile bile hakkı gizlemeyin.')
Tesettür ve iffet anlayışına aykırı giyim-kuşam: Açık-saçık kıyafetler ve İslami hayata uygun olmayan yaşam tarzları teşvik edilmektedir. (Nur Suresi, 31)