Adalet İsterken, Kendimiz Ne Kadar Adaletliyiz?

Adalet, İslam’ın en temel prensiplerinden biridir. Kur’an-ı Kerim’de defalarca adalet vurgulanmış, Peygamber Efendimiz (s.a.v) de hayatı boyunca adil olmayı öğütlemiştir. Ancak bizler, toplumda adaletsizlikten şikâyet ederken kendi hayatımızda ne kadar adaletliyiz? Başkalarından adalet beklerken, kendimizi bu konuda ne kadar sorguluyoruz?

Kur’an-ı Kerim’de, “Allah, adaleti, ihsanı ve akrabaya yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl, 90) buyrulmaktadır. Bu ayet, adaletin sadece yöneticiler için değil, her birey için bir sorumluluk olduğunu gösteriyor. İnsan, kendi hayatında adaletli olursa, toplum da o oranda adil olur. Çünkü toplum, bireylerden oluşur ve bireylerin adil olduğu bir toplumda adaletsizlik azalır.
Ne yazık ki çoğu zaman başkalarından beklediğimiz adaleti kendimizden esirgiyoruz. İş yerinde hakkaniyetli kararlar vermiyor, aile içinde eşit davranmıyor, birine iyilik yaparken diğerine kayıtsız kalabiliyoruz. Trafikte kurallara uymazken, yetkililerden düzen bekliyoruz. Ticarette dürüstlükten ödün verirken, başkalarının haksız kazanç sağlamasına öfkeleniyoruz.
İslam, adaletin sadece mahkemelerde ya da devlet yönetiminde aranması gereken bir ilke olmadığını, hayatın her alanında uygulanması gerektiğini belirtir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Kendi nefsin için istediğini başkası için de istemedikçe, gerçek mümin olamazsın.” (Buhârî, Îmân, 7) buyurarak, adaletin en önemli ölçüsünü ortaya koymuştur. Adalet, sadece büyük konularda değil, günlük hayatımızdaki küçük tercihlerde bile kendini göstermelidir.

Bir başkasının hakkını korumak için mücadele ederken, kendi hayatımızda hak yiyor muyuz? Çocuklarımız arasında eşit davranıyor muyuz? İşçilerimize adil ücret ödüyor muyuz? Yöneticilerimizden şeffaflık beklerken, bizler kendi iş ve sosyal hayatımızda dürüstlüğe ne kadar dikkat ediyoruz? İşte bu soruları kendimize sormadan, gerçek adaleti sağlayamayız.

Sonuç olarak, adalet arayışı her bireyin kendi iç dünyasında başlamalıdır. Adil bir toplum, ancak adil bireylerin varlığıyla mümkündür. İslam, bizlere adaletin sadece istemekle değil, bizzat uygulamakla mümkün olacağını öğretmiştir. O halde, başkalarından adalet beklemeden önce kendimize dönüp şu soruyu sormalıyız: “Ben Gerçekten Adil Miyim?”